29 Eylül 2020 Salı

Pride & Prejudice Film Yorumu

 



Yıllardır bu filmi izlemeyi hep erteledim. Çünkü filmlerden önce kitaplarını okumayı hep daha çok sevmişimdir. Ama 15 sene içinde hala kitabını okumadığım için ve filmde sürekli karşıma çıktığı için hislerime yenik düşemedim. Nasıl bir değerlendirme yapacağımı bilmiyorum biraz karışık gideceğim sanırım.

 


Dönemin İngiltere’sinde durumların bu şekilde olması bana çok değişik geldi. Elbette dönem hakkında pek bir fikrim yok ama bu kadar evlenme meraklısı genç kız olacağını düşünmemiştim. Her şeyi geçtim ailelerin kızlarını bu şekilde ulu orta pazarlaması(?) bende bi küçük şok etkisi yarattı. Sürekli dans etmeleri harika olay. Dans ederken tanışıyorlar, sohbet ediyorlar. Üstelik dansları oldukça heves uyandırıcı ve romantik diyebilirim. Bu olayın bizde olduğunu düşünsenize halay çekerken veya çiftetelli oynarken ne kadar romantik olabilirsiniz? Hayali bile çok korkunç.

 


Elizabeth karakterini oynayan Keira Knightley’i pek beğenmiyorum. güzel bulduğum bir oyuncu asla değil. Yetenekli mi? Belki. Başrolü çok sevmeyince film izlemek zor olabiliyor eminim beni anlıyorsunuzdur. Kadının gülüşü, duruşu hiçbir şeyi hoşuma gitmedi. Ancak, Mr. Darcy ile yan yana geldiklerinde ikisine de bayıldım.

 


Mr. Darcy ilk başlarda beni pek etkilemedi. Etkilemedi derken; Elizabeth’e bir takım duyguları varmış gibi gelmemişti. Özellikle ona duygularını açtığı sahnede pek etkilenmedim. Ama ondan sonra…

 


Davranışları, bakışları, yaptıkları tam bir aşk adamının yapacaklarıydı. Bununla beraber Elizabeth’in bön bön duruşlarına gıcık oldum. Birbirlerine hisleri varken takındıkları tavırlar beni derinden yaraladı. Kalbim kırık bir şekilde izledim kavuşmalarını. En son sahnede Elizabeth’in babasıyla konuştuğu sahne çok güzeldi. Mr. Darcy’i gerçekten sevdiğini anlatması…Bizi de ağlattı tabii buralarda.

 



İnsanların birbirlerini bu şekilde sevmesi, değer vermesi günümüzün aksine oldukça değerli hissettiren duygular. Hala bu filmleri izleyip kalbimiz onların aşkıyla, gururlarıyla, yaptıklarıyla pır pır ediyorsa hala umut var diyebilir miyiz?



Ya da ilk başta tamamen kibirli olan o adamın filmin sonunda böyle birisine dönüşmesini bekler miydik? Şaka şaka her yaz dizisinde aynı olay var zaten. Burayı yazmamışım sayalım lütfen.


 

Bir gün biz de Mr. Darcy’mizi buluruz belki ne dersiniz?

 

 

 

 

2 Eylül 2020 Çarşamba

CV NASIL HAZIRLANIR?

Geçtiğimizden günlerde sıkıntısını çokça çektiğim bir konu seçmek istedim. Bence çoğumuzu strese sokan tam olarak ne yapacağını bilmediği bir konu bu cv hazırlama konusu. Bir kere eğer bu derde düşmüşsen muhtemelen 3.-4. Sınıf öğrencisi olmuşsun demektir. Dikkat ederse derde düşmüşsen diyorum çünkü derde düşmeden yapılacak bir şey değil bence. Ha üniversite başından beri harika stajlar etkinlikler yapmışsındır veya liseden öyle geliyorsundur gül gibi cv’ni hazır etmişsindir. Ama benim gibi bu dert ile bütünleşip bu işe girdiysen şimdiden geçmiş olsun. Ama sakin olalım çünkü birinci ağızdan bu stresi deneyimlemiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu işi başaracağız.
Ben ilk olarak Google amcaya sordum. “Cv nasıl hazırlanır?” diye aynı senin yaptığın gibi. Önüme çıkan heeeer siteyi açtım çok ciddiyim. 20 sekme falan açmışımdır. Bir de her sekmeye bakarken içerde alakalı bir site görüp onlara da girdim. 30 sekme arasından bu işten sıyrılmaya çalıştım. Başarılı olup olmadığım konusunda şu an pek bi fikrim yok. Kariyer.net i sende öğrenmişsindir şu sıralar muhtemelen. Önce oradaki alanları doldurmaya başladım. Bu arada linkledin deki cv yi cv den saymıyorum arkadaşlar. Çıktısını alamadığım cv yi napayım ben. Online sitelerden bir kaçında cv oluşturdum kabataslak. Ama işin can alıcı kısmı bunun kabası değil ince işçiliği tabii. Cv hazırlıyoruz ama içini doldurmaya gelince tutuşuyoruz. En azından benim için öyle oldu. E karantina da çok geliştirmedik kendimizi napalım. İstanbul işletme enstitüsünün ücretsiz vermiş olduğu derslere kayıt oldum bende. Hem ücretsiz, hem 1 hafta, hem de sertifikalı bir eğitim. Tabii sonundaki sınavı geçmeniz gerekiyor. Sınava bu hafta giricem. Cv’mi güncellerim umarım.
Gözüme yanlış gelen birkaç şeyden de bahsetmek istiyorum. Şimdi şöyle ki ben sanıyordum ki bir tane cv oluşturduk her yere onu koyabiliriz. Ama bu işin trafiği böyle değilmiş. Bir siteye -staj/iş arama sitesi- üye olmak istiyorum karşıma cv de doldurduğum sorular çıkıyor. Pardon da bu işi biz bir kere yapmayacak mıyız? En az 5 sitede 5 farklı cv’m bulunuyor. Hepsine aynı şeyleri yaz, bak yaz, değiştir, düzelt. Baya saçma bulduğum bir olay.
Onun dışında cv’mizi oluşturduk her şey güzel 4. Sınıfların başvurabileceği bir kariyet etkinliği/eğitim kampı görüyorum. Tam başvuracakken şartlarında “en az 2 yıl deneyimli” yazıyor. Pardon da 4. Sınıfların başvuracağı şeyde 2 yıl deneyim aramak... Tabi bu kızgınlığım kendimden başkasına değil. Ha bugün ha yarın diye diye erteledim her şeyi. Oyun oynadığım kendi geleceğimmiş yeni fark ettim. Ne adamlar, kadınlar var kendilerini inanılmaz geliştirmişler ağzım açık kalıyor. Eğer ki sen henüz bu yolun başındaysan 1.-2. Sınıf öğrencisiysen, tavsiyeme kulak ver. Yapabileceğinin en iyisini yap. Çünkü benim gibi şu an çırpınan “yaa iş yok” diyen adam çok. Yeterliliğini arttır. Sertifikalar al. Projelerde yer al. Liderlik eğitimi kamplarına başvur. Yenibirlider derneğine bakabilirsin bu konuda çok iyiler. Şirketlere ücretsiz stajyer olabileceğin teklifler yap. Ve tabii ki söylememe gerek yok ama dil öğren. İngilizce hariç. Umarım bu tavsiyelerimin sana bir faydası olur.