Neler oluyor? Kendime sürekli bu soruyu sorduğum günlerdeyiz. Nasıl
hissediyorum? Hiçbirinizden daha iyi değilim. Bu düştüğüm/düştüğümüz umutsuzluk
hali bizi yiyip bitiriyor. ‘Hep böyle mi devam edecek?’ diye kendime sorup
duruyorum. Öyle soyut ama aynı zamanda da öyle somut bir olayın içindeyiz ki
herkes afallamış durumda. Bu durumun bitip gideceğine bütün kalbimle inanmak
istesem de mantığım buna engel olmak istiyor. Amacım sizi umutsuzluğa düşürmek
değil. Sadece bu durumda kendime iyi gelen bir şey yapmak (yazı yazmak) daha
iyi hissetmeme sebep olabilir gibi geldi. Belki de hiç paylaşmam bu yazımı
taslaklarda öylece kalır.
Neden bu kadar korkuyoruz sizce? Ölmekten mi,
sevdiklerimizi kaybetmekten mi, acı çekmekten mi yoksa hasta olma düşüncesi mi
ağır geliyor? Buna cevabınız hepsi olabilir.
Belki de benim gibi dünya için ülkemiz için insanlık için korkuyorsunuzdur. Bu durumun
sonucunda neler olacağını düşünmek karnımı ağrıtıyor. Kaç bin insan ölecek, bu
durum geçecek mi yoksa kıyamete kadar böyle felaketleri bizzat yaşayacak mıyız?
Ama bana umut veren bir tarafımda şunu söylüyor ki; böyle felaketler hep oldu ve olmaya da devam edecek. Depremler, yangınlar, seller türlü türlü doğal
afetler hep olacak. Ama işte virüs doğal afet mi yoksa biyolojik bir saldırı mı
orada işler karışıyor. Umutsuzluğa tekrar düşmeden asıl konumuza geri döneyim. Böyle
felaketler hep olacak dedim çünkü geçmişte de türlü türlü felaketler yaşandı. En
büyüklerinden birisi olan vebayla başlayalım. Hatta insanlık tarihinin gördüğü
en büyük salgın olan Veba yani Kara Ölüm. Salgın 14. Yüzyılda yaklaşık 200
milyon kişinin ölümüne yol açmış. Yaşanan vahşeti düşünsene Avrupa’da 5 yıl
dünya üzerinde yaklaşık 10 yıl süren bu salgının yarattığı korkuyu,
tükenmişliği, çaresizliği düşün. O zamanki insanlar da eminim ki Dünya’nın
sonunun geldiğini bundan büyük başka bir felaket olmadığını bu yolun bir çıkışı
olmadığını düşünmüşlerdir. Ama halimize bak o yolun bir çıkışı oldu. Aşı bulundu
ve dünya yüzyıllardır yaşamaya devam ediyor.
Bunu düşündüğümde bu yolun da bir çıkışı olabileceğini
düşünüyorum. 2020 çok kötü başladı ama bu düzelebilir. Umut edecek bir şey
yokken en güçlü silah umudu kaybetmemektir belki de…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder