21 Aralık 2018 Cuma

KISA VE ÖZ MOTTOLAR HAYATIMIZA GERÇEKTEN YÖN VERİR Mİ?

Bunun yaşayan bir kanıtı olarak size EVET cevabını verebilirim. Şimdi nedir bu kısa ve öz mottolar? Sosyal medyada veya dergilerde hep karşımıza çıkan şeyler aslında. Örneklendirirsek eğer şöyle ki ;
I-              MUTLU OL!
II-            ŞÜKRET!
III-          KENDİNE GÜVEN VE İNAN!
IV-          SEN ÇOK DEĞERLİSİN!
V-            HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK SADECE İNAN!
VI-          BAŞARACAKSIN!
Gibi gibi…
Bu yukarıda yazdıklarımı okuyunca kendinizi iyi hissediyor musunuz? Belki evet belki hayır. Belki zor bir dönemden geçiyorsun ve “Bu mu beni kendime iyi getirecek?” diyorsun. Veya hayata dört elle sarılmışsın ve bunları okuyunca gerçekten gaza geliyorsun. Ya da bunların hiçbiri sana hiçbir anlam ifade etmiyor.
Öncelikle sevgili okuyucum, yaşadığın tüm zorluklar geçip gidecek. Hepsini olmasa da çoğunu unutacaksın. Hayatında her şey güllük gülistanlıksa eğer hep öyle olmayacak (Sabancı ya da Koç değilsen tabii)  kendini umutsuzluğa düşmüş hissedeceğin zamanlar gelecek. Peki asıl sorum öyle zamanlarda kendine bir kurtarıcı melek mi bekleyeceksin? Hep birisinin gelip seni kurtarmasını bekleyeceksen benden sana garanti bir tavsiye: BEKLEME.  Kendini düştüğün yerden kaldıracak olan sensin. Belki uzun sürecek belki de tahmin ettiğinden daha kısa sürecek.
    İşte şimdi olay senin “Ne alaka?” dediğin mottolarımıza geldi. Eskiler ne der bilirsin. “Bir şeyi kırk kere söylersen olur.” İşte kapımız buraya çıkıyor. Her gün görebileceğin bir yere “HER ŞEY GÜZEL OLACAK.” “BEN HARİKA BİRİSİYİM.” “HAYATIMDA HER ŞEY YOLUNDA.” Gibi cümleler yapıştırırsan beynin kısa bir zaman sonra buna inanmaya başlayacak. Sen kendine iyi olduğunu söyledikçe daha iyi hissetmeye başlayacaksın. Beynin bu duruma inanacak ve etrafa iyi olduğuna dair frekanslar yayacak. Böylece sen hep kendini iyi hissettirecek olaylarla karşılayacaksın.
     
         Hayatında önceliğin kendin olmalısın. Bunun bencillik olduğunu düşünme. Fazlası bencillik. Ancak kendini önce iyi hissettirecek şeyler yapmalısın ki etrafına pozitiflik yaymayı başarabilesin. Önceliğin kendi kendini sevmek, ileriye götürmek olsun. Kendin için bir şeyler yap mesela. Alışverişe çık. Kendine hediye al. Bunu gerçekten yap. Ya da öylesine dışarıda olduğun ve kendine kıyafet, kitap vs. aldığın bir gün aldığın şeyleri hediye paketi yaptır. Bu o kadar güzel bir terapi ki. O an kendini daha iyi hissetmeye başlıyorsun. Sonuçta kasiyer onu kendine aldığını nereden bilecek değil mi? Yalnızlık hayat biçimin olmasın, onu demiyorum. Ama kendinle yalnız kalmayı sev. Çoğu insan bunu sevmez. Yalnız bir yerlere gitmeyi, alışveriş yapmayı, sinemaya gitmeyi, yürüyüş yapmayı veya bir kafede oturup kahve içmeyi. Ama düşünsene sen kendinle yalnız kalmayı istemiyorsan başka insanlar neden bunu istesin?

         Kendine vakit ayırmayı alışkanlık haline getir. Örneğin evdesin ve canın çok sıkılıyor yapacak hiçbir şey bulamıyorsun. Canın ne Netflix de dizi izlemek istiyor ne de yeni çıkan filmleri izlemeyi. Ne kitap okumak geliyor içinden ne de dışarı çıkıp arkadaşlarınla görüşmek. Eğer böyle hissettiğin zamanlar oluyorsa benden sana gelsin öneriler… Kendi hayal panonu yap. Panon yoksa sevdiğin bir deftere yaz. İleride sahip olmak istediğin neler var. Gidip dergi al ve içinden hoşuna giden her şeyi kes (önce dergiyi oku tabii) ve hayal defterine yapıştır. İnan bana geleceği düşünüp hayal etmek seni şuan ki ruh halinden daha mutlu edecektir. Hayatında nelere sahip olmak istiyorsun? Detaylı anlatımlarla yaz. Kaç odalı, kaç banyolu bir evin olsun? Dünya turunda gitmek istediğin ülkeler nereler? Kendi aileni kurduğunda çocuklarına karşı nasıl bir anne/baba olacaksın? Yeteri kadar paran olduğunda hangi derneklere, yardım kuruluşlarına destek olacaksın? Hayalin ne? Sokak hayvanlarına, evsiz çocuklara yardım için kendi yardım kuruluşunu mu kuracaksın? Hayallerinde kendine sınır koyma. Düşünmek bedava. Emin ol hayal kurmak parayla alınabilecek bir şey olsaydı hepimiz “Keşke çok zengin olsaydım ne güzel hayal kurabilirdim.” Derdik. Şuan en büyük zenginliğimiz olan hayal kurma eylemini ise kullanmıyoruz. Bu çok acı.

        Son olarak toparlarsak eğer; çalışma masana, odanın duvarlarına , dış kapına gerçekten seni iyi hissettirecek şeyler yaz ve onları yapıştır. Belki hemen değil ama onları sürekli okudukça ve hissettikçe hayatında her şey daha da güzelleşmeye başlayacak. Ve tabii ki lütfen hayal et. Hayal kurmaktan korkma. Çünkü en çok hayallerimizde özgürüz.








GÖKÇE NUR ÖRS.

9 Aralık 2018 Pazar

İZLEMENİZ GEREKEN 5 YENİ NETFLIX DİZİSİ PART1

Dizi izlemeyi hangimiz sevmiyoruz ki hele de kış gelmişken hafta sonları oturup sezonlarca dizi izlemek harika olur. Ee benim de size bir kaç tavsiyem olacak. Sizi tatmin edecek dizileri özenle seçtim.

1. GOOD GIRLS

3 yakın arkadaş düşünün. 30'lu yaşlarının ortalarında çocuklarıyla, eşleriyle, eski eşleriyle dertleri olan kadınlar. Paraya ihtiyaçları var. Akıllarına gelen harika(!) plan ise içlerinden birisinin çalıştığı süpermarketi soymak. Tüm parayı değil sadece 5 bin dolar alsalar da paçayı kurtarırlar. Hem kim 5 bin doların peşine düşer ki. Ama tabii ki evdeki hesap çarşıya uyar mı? Asla. Bu 3 kafadar soygunu yapıyorlar ama 5 yerine 50 bin dolar çalıyorlar. Tabii polis peşlerine düşecek diye korkudan kafayı yerlerken bir de ne olsun? Süpermarketin zaten bir tefecisi varmış. Adamların parasını çalıp bir de üstüne harcıyorlar. Adamlar çok net. Parayı gerin ya da ölün. İşte bu macerayı izliyoruz. Güzel, komik ve biz burada yapsak nasıl olur acaba diye düşünmelik bir dizi. 2. sezonu yolda.

2.GOOD PLACE

Bu dizi harika. Çok komik.

Şimdi ölümden sonra İYİ YER ve KÖTÜ YER olduğunu düşünün. Bizim esas kızımız da gerçekten kötü bir karakter. Bir terslik oluyor isimler karıştırılıyor ve kendini İyi Yer' de buluyor. Ee bu durumu çaktırmaması da lazım. Zorla iyi birisi gibi davranmaya çalışsa da doğasına ters. İşte bu komiklikler zincirini izliyoruz. 3. sezonu çok yakın hemen izleyin.

3.LOST IN SPACE


Dünya'nın yok olacağı anlaşılınca insanlardan öncü olanlar yeni bir gezegen arayışı için uzaya çıkıyorlar. Robinson ailesi gidecekleri gezegene az bir mesafe kalan birden başka bir gezegene buzulun içine çakılıyorlar. Oradan kurtulmaya uğraşırlarken ailenin en ufak üyesi Will bir yangının içinde kalıyor ve ne olduğunu tam anlayamadığı bir robota yardım ediyor. İyilik yap iyilik  bul dünyası tabii. Canımız robotumuz da hemen Will ve ailesine yardım ediyor ve ailenin robotu BABÜR oluyor. Bundan sonrası dizi içinde ki aksiyon, çatışma, keşif ve gerilim. Çok severek izleyeceğinize eminim. 2. sezon onayını da kaptı kerata...

4. ANNE WITH AN E



Çok yeni olmadığı aşikar olan bu diziyi muhtelemen siz de izlemediniz. O yüzden buraya koymak güzel olur diye düşündüm. Tam bir dram dizisi. Her gün olsa sıkılmadan izlenecek nadir dizilerden. Sizi asla baymıyor bir kere.

Anne baş karakterimiz tahmin edersiniz ki. Kendisi bir yetim. Bir gün uzak diyarlardan haber geliyor. Abi-kardeş olan Cuthbertler bir kız çocuğu evlat edinmek istediklerini söylüyorlar. Anne tabii havalara uçuyor daha önce hep yardımcı olarak işe alınmışken şimdi gerçek bir çocuk olabilecektir. Ancak Cuthbertler tamamen yanlış anlaşılıyorlar istedikleri bir kız çocuğu değil tarlada onlara yardım edecek bir oğlan çocuğudur. Anlayacağınız Anne'i geldiği gibi geri gönderiyorlar. Ama Abi Cuthbert kızımızı çok seviyor ve oğlan bir çalışan işe alabileceklerini buna nazaran Anne'in onlarla kalmasını istiyor. Bundan sonrası dizinin harikalığına kalıyor işte.

Anne ise öyle bir kız ki; çok hayalperest, çok kitap okuyan, şiir gibi güzel cümleler kuran ve çok çok çok fazla konuşan bir kız. Gittiği kasabada ilk evlatlık çocuk olduğu için kasabalı bunu güzel karşılamıyor ve bu durumlar karşısında Anne ve Cuthbertlerin nasıl güçlü durduğunu, sonrasında Anne'i ne kadar sevdiklerini izliyoruz. Dizi aynı zamanda günümüzün hala devam eden ırkçılık ve homofobiklik sorunlarını da bünyesinde barındırıyor.

5. INSATIABLE


Klasik gençlik dizisidir diye açtığım dizi bambaşka bir şey çıktı. Başrolde Disney'den tanıdığımız Debby Ryan var. Kendisi lisede ki şişko kız. Kendisini ezik gibi gören, çevresinin de ona öyle davranmasına izin veren bir kız. Bir gün evsiz bir adamla girdiği ufak bir tartışma sonucu adamın yumruğu sebebiyle çenesi kırılıyor ve 3 ay boyunca sıvı beslendiği için kendisi mükemmel bir fiziğe kavuşuyor. Bir de Bob var. Bob bir avukat. Evli ve 2 çocuğu var. En büyük tutkusu ise güzellik yarışmalarında koç olmak. Ve kendisi bu konuda oldukça iyiyken üstüne atılan bir iftira sonucunda kariyeri sarsıntıya uğruyor. Sonradan zayıflayan kızımız vardı ya işte onun evsiz adamla girdiği kavgada avukatı olur ve bakar ki kız taş gibi hemen onu çıkış bileti olarak görüp güzellik yarışmalarında ki koçu olmak ister. Olaylar böyle böyle gidiyor. Ama bildiğimiz tatlı Disney dizileri gibi değil. Soğuk, acımasız ve açgözlü bir dizi izlemek isterseniz bir bakın derim. 2. sezon onayını da aldı.


9 Eylül 2018 Pazar

KİTAP YORUMU: HİÇBİR FİKRİMİZ YOK- JORGE CHAM&DANIEL WHITESON

                                                     

 

Kendime ikinci bir ev seçecek olsam bu kesinlikle kitapçılar olurdu. Çünkü insanın evi kendini huzurlu hissettiği yerdir değil mi? Peki bir kitapçıdan daha fazla neresi huzurlu hissettirebilir ki? Siz de D&R'a girdiğinizde  çıkamayanlardansanız ne dediğimi çok iyi anladınız. Beni bıraksalar sabaha kadar kalır her kitaba dokunur, her kitabı açar koklar ve kapaklarını incelerim. Ne kadar çok kitabı inceleyebilmişsem mutluluk oranım o hızda artar çünkü. Adımımı o kitapçının kapısından içeri attığım an oluşan "home sweet home" hissini size daha fazla nasıl anlatabilirim bilmiyorum. En çok neler satmış bu ay diye bakmak, indirime hangi kitapları koymuşlar diye kapıya yakın yere koydukları harika kitapları incelemek veya sadece türlerine göre ayrılmış kitaplıklar arasında okuduğum kitapları bulup onlara sarılmak. Evet yanlış okumadın kitaplara sarılıyorum ve bundan aşırı keyif alıyorum. Benim bir sayko olduğumu düşünme lütfen. Sadece seviyorum. Belki biraz fazla. 



                                                             




Şimdi bugün inceleyeceğim kitaba geçelim. Hani bazen kitapçıda bir kitap görürsün ve "Sen benim olmalısın." dersin ya işte bu kitabı gördüğüm an bunu dedim. Çünkü başta kapağı ve arka kapak yazısını çok beğendim. E haliyle hemen aldım. Öncelikle eğer ki genel kültürünü geliştirmeye meraklı birisiysen -ki olmasan burayı okumazdın diye tahmin ediyorum- bu kitap tamamen sana göre. Eğer "Evren nasıl oluştu? Karanlık madde ne ola ki?" gibi soruların cevabını merak ediyorsan; izafiyet teorisi gezegenler,galaksiler, kozmik ışınlar ve daha niceleri hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsan hepsi bu kitapta mevcut. Yaşamaya geldiğimiz bu dünya da, bu galakside, bu evrende yalnız mıyız? Araştırmalar ne söylüyor? Bu sorular bile seni heyecanlandırıyorsa hemen bir kitapçıya koş ve bu kitabı al sevgili okuyucum.